2021 YILINDA NE OLDU
Tarım ürünleri fiyatları ile ilgili yapılan tartışmalar ve her kafadan çıkan ses sürekli devam ediyor. Bildik bilmedik herkesin yorumu var ama kimse üreticiye “Ne düşünüyorsun?” sorusunu yöneltmiyor. Bu işin asıl muhatabı tarım üreticilerinin kendisidir.
Covid-19 kapanma dönemleri ile başlamış, 2021 Haziran ayından bu yana globalde ve ülkemizde olan fiyat artışları, tedarik zincirindeki aksamalar ve varil petrole bağlı nakliye bedellerinin inanılmaz artışı en çok son tüketiciye hitap eden tarım üreticilerini vurdu. Buna bağlı olan son tüketici ise henüz gerçek zamlarla karşılaşmış değil, çünkü zamlı fiyatlarla üretilen tarım ürünlerinin çok küçük kısmı pazara sürüldü. Bu sadece buz dağının görülen kısmı…
2021 yılı yaz dönemine kıyasla; mazot yaklaşık 2 kat, tarım ilaçları yaklaşık 3 kat, gübre ortalama 3 kat, işçilik yaklaşık %50 oranında artış gösterdi. 2021 Ekim – Kasım ayıyla beraber tarım girdilerine ciddi fiyat artışları gelmeye başladı. Üreticiler henüz hesap etmese de ellerindeki mekanizasyon aletlerinin amortisman giderleri çok daha fazla artış gösterdi.
2021 SONU TARIM GİRDİLERİ GELİŞMELERİ
Açık tarla koşullarında yetişen hibrit kapya biber 2022 yılı içinde dekar maliyeti yaklaşık olarak 23.000 TL’ye mal olacak. Ortalama 8 ton mahsül alınacağı hesap edilirse, 2022 yazında dalında biberin kilosu 2,875 TL olması lazım ki üretici zarar etmeden bu işin içinden çıksın. Aynı şekilde açık tarla koşullarında karpuzun maliyeti dalında kilosu 1 TL, domates 1,5 TL olması bekleniyor.
Yapılan hesaplamalar sadece dalındaki maliyetlerdir. Bu fiyatlara; toplama, nakliye, fire, vergiler ve kar oranları yansımamış halidir. Bu nedenle bu fiyatların altına satılacak ürünler, üreticileri ciddi şekilde zor duruma sokacaktır. Üstüne artan maliyetlerden kaynaklı ekiliş yapmaktan korkan üreticileri de eklersek, bazı ürünleri bulmakta zorluk çekeceğiz.
Bu kaos ortamında ülkemizdeki tarım üreticilerinin ve halkın karşılaşacağı iki ihtimal bulunmaktadır.
1. Yüksek enflasyon: Talebin çok olması ve piyasa sürülen ürünlerin az olması ile tarım ürünlerinde ortaya çıkacak aşırı fiyat artışıdır. Bu durumda alım gücü az olan halk zorlanacaktır ama tarım üreticileri zorlu geçecek 2022 koşullarında gelir elde edebilecekler veya kendilerini koruyabileceklerdir.
2. Stagflasyon: İşsizliğin artışı ve alım gücün zayıflığının birleşmesi ile ortaya çıkacak olan resesyondur (durgunluk). Böyle bir ihtimal gerçekleşirse arz talep dengesine bakılmaksızın ürün fiyatları artar, o ürünleri almak zorlaşır ve talepler çok düşer. Bu nedenle sebze ürünlerinin sürümü düşer hatta birçok ürün tarlada kalır ve üretici büyük zarar eder.
Her iki durumda da halkın yüksek fiyatlardan ürün alması bekleniyor.
NE YAPMALIYIZ?
Bu gelişmelere bağlı olarak yoğun sebze üreticileri 2022 içinde pamuk, mısır, ayçiçeği ve buğdaygiller gibi fiyatlaması aşağı yukarı global pazara göre hesaplanan endüstri ürünlerinde ekilişlerini arttırarak, risklerini azaltacaklardır. Yapılması gereken doğru hamle de budur. Bunların yanında pazara erişimi kolay olan küçük sebze üreticileri ekilişlerinden vazgeçmemelidir.
Girdi maliyetlerindeki artışlara bağlı olarak 2022 güz döneminde satışı başlamak üzere, tarım üreticilerinin alacağı tohumluk fiyatları da aynı oranlarda artış göstereceği aşikardır. Bu şekilde 2023’e sarkacak zincirleme enflasyonun durması; döviz kurundaki ateşin alınması, ihracata önem verilmesi ve alım gücünün iyileştirilmesinden geçiyor.
2022 yılı ürünlerinden kazanç sağlanamaması durumunda ise üreticiler üretime küsecektir. Pazarda markette yüksek fiyatları görüp, tarım üreticilerini ve sebze halcilerini terörist ilan ederek bu işin içinden çıkamayız.