Son günlerde takip ettiğiniz sosyal medya sitelerinde sebze tohumu satıcılarına, yetkililere ve sisteme karşı veryansın bir karalama kampanyalarına şahit olmuşsunuzdur. Sebebi yerli tohumu yasaklayan kanun yani “5553 sayılı Tohumculuk Kanunu” diye açıklarlar. Aslında işin aslı çok farklı.
İnsanlar genelde bu asılsız bilgileri bakmadan araştırmadan gazete köşelerinden veya konunun uzmanı olmayan insanlardan ediniyorlar. Halbuki çağımızda bilgiye ulaşmak çok kolay, sadece biraz gayret gerekir.
Nedir bu 5553 sayılı kanun gelin beraber inceleyelim…
Bu kanun, 8 Kasım 2006 tarihinde resmi gazetede yayınlanmıştır. Resmi gazete adresine bu linkten ulaşabilirsiniz.
Kanunun amacında şunu yazar; Bitkisel üretimde verim ve kaliteyi yükseltmek, tohumluklara kalite güvencesi sağlamak, tohumluk üretim ve ticareti ile ilgili düzenlemeleri yapmak ve tohumculuk sektörünün yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesi için gerekli olan düzenlemeleri gerçekleştirmektir.
Bu kanunda yerli tohum yasak demez, sertifikasız tohumun ticari satışını yasaklar. Yerli veya ithal tohum sertifika almadığı müddetçe satışı yasaktır. Çiftçi kendisi tohum üretip ekebilir veya arkadaşından alıp ekebilir. Kimse ticari olmayan tohum satışlarına karışamaz ve o çiftçiye yaptırım uygulayamaz, kanunda böyle bir ibare yoktur. Sonuçta belediyeler veya sosyal medya aracılığı ile bir araya gelen insanlar kendi arasında takas usulü ile tohum alışverişi yapıyorlar hatta panayır kuruyorlar. Kim karışıyor, kim yasak diyor?
Yalnız, tohum satışı konusunda her üründe olduğu gibi faturasız ticari satış yapmak suç teşkil eder. Tıpkı televizyon, telefon, araba vsvsvs gibi.
Tohum, ticari olarak satışa sunulabilmesi için resmi kurumların onayına ihtiyaç duyar. Sertifika sürecinden geçen tohum, faturalandırılarak çiftçiye satışı yapılır. Peki, nedir bu süreç?
Tohum üretiminde daha önceki makalemizde ülkemizde resmi olarak hibrit ve standart tohum satışı yapıldığını belirtmiştik ve sertifikasyon süreci her iki tip tohum için de geçerlidir. Sertifikasyon sürecine girmeden evvel tohum firması piyasaya sürmeye hedeflediği tohum çeşidinin deneme ekimlerini gerçekleştirir. Bu denemelerde o çeşidin; Bölgeye uygun olmasına, hastalık dayanımlarına, verimine ve meyve kalitesi gibi bazı niteliksel veya niceliksel özelliklerine bakarlar. Sonuçta her firma rakiplerinin de olduğu piyasaya iyi bir tohum çeşidi sunmayı hedefler.
Piyasada rağbet göreceğine inandıkları testlerden geçmeyi başarmış tohum çeşidini devlet kuruluşundan sertifika alabilmek için bu sefer “Bakanlık Denemesi” adı altında son bir deneme kurar. Bu denemeyi Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı il veya ilçe tarım müdürlükleri takip eder. Bu son deneme ile bakanlığa çeşitte taahhüt ettikleri özelliklerini göstererek onay aldıktan sonra kurula çıkıp çeşidin adıyla beraber sertifikasını alırlar.
Zaten kanunun 7. Maddesinde “Yurt içinde sadece kayıt altına alınmış çeşitlere ait tohumlukların ticaretine izin verilir” ibaresi yer alır.
Sertifika sürecinden geçen tohum, üretim sürecine girer ve ticari satışı gerçekleştirilir. Üretimde alınan seri numaraları ile çeşidin nerede ne kadar ekildiğini bakanlık kolayca takip eder. Ola ki firmanın taahhüt ettiği özellikler çiftçinin tarlasında değişkenlik gösterirse, çiftçi il ve ilçe tarıma tohumun fatura ve sertifikası ile başvurur. Tayin edilen bilirkişi problemin tohum kökenli olduğu onayını verirse, faturayı kesen firmaya tazminat davası açma hakkı vardır. Elinde o tohumun sertifika ve faturası yoksa hiçbir yere başvuramaz, resmi kurumlar belge isterler ve tarlasına yaptığı bütün emekler çöpe gider.
Bu kanun amaçlarını şöyle sıralayabiliriz;
- Tohum üretim ve ıslah firmalarını denetim altında tutar.
- Çiftçinin tohum kökenli problemlerin tespiti ile çiftçinin hakkını arar ve korur.
- Sertifikalı tohum satışları ile faturalandırılan satışlardan vergi toplar.
- Ülkedeki tohum satışı, üretim alanı ve verimlilik rakamlarını kayıt altına alır.
- Devlet, firmalardan sertifika ve yeterlilik belgeleri talep ederek, tohum üretiminin kalitesini belirli bir seviye üzerinde tutar.
- Bunun yanında firmaya ait ıslah haklarını korur.
Hobi ekiciler için sertifikalı olup olmaması çok fazla önem teşkil etmez ama geniş ekiliş yapan çiftçiler için bu kanun hayati önem taşır. Tarlasına yaptığı onca masraftan sonra içeriğini bilmediği tohumu ekmesi beklenemez. Çünkü üretimin başlangıcı tohumdur. Akıllı bir çiftçi, üretimde kaliteli materyal kullanmanın ne kadar önemli olduğunu çoğu kez tecrübe ederek öğrenmiştir.
Biz tohum sektöründe şunu biliriz ki; Tohum işi ciddi bir iştir, tohum her ortamda çoğaltılamaz, tohum üretiminin uygun olmayan koşullarda çeşitlerin birbirine tozlanması kaçınılmazdır ve 2-3 ay sonra mahsulleri görünceye kadar ne ektiğinizi bilmenizin imkanı yoktur.
Siz mağazadan elektronik eşya alırken faturasını istemez misiniz? Ya da araba alırken garantisine bakmaz mısınız? Faturasız aldığınız, markasını ve özelliklerini bilmediğiniz telefon 2 günde bozulursa kime ne anlatabilirsiniz? Sokaktan tablasıyla geçen satıcıdan faturasız televizyon almak ne kadar mantıksız ise sertifikasız, faturasız ve seri numarası olmayan tohumu almak ta o derece mantıksızdır.